Prof. Dr. KAYNAK SELEKLER
18.06.2024 tarihinde Sözcü Gazetesinde yayımlandı.
‘’Birçok unutkanlık basit nedenlerden kaynaklanır ve geçicidir. Bazı durumlarda ise unutkanlık daha belirgin hale gelir ve kişinin günlük işlevselliğini etkilemeye başlar. Bu da bunama işaretidir’’ diyen Prof. Dr. Selekler, aradaki farkı çarpıcı örneklerle açıkladı
Unutkanlık günümüzde genç yaşlı herkesin sorunu… Ancak bu durum bazen yoğun iş temposu, yorgunluk gibi basit bir nedenden kaynaklanırken, bazen de erken bunama işareti olabilir. ‘’Yaşlandıkça unutkanlığın sıklaştığı fark edilir. Ancak bu her zaman demans işareti değildir. Yaşla ilgili normal hafıza sorunları olan 65 yaşın üzerindeki kişilerin yalnızca yüzde 1’i her yıl bunama yaşayacaktır’’ diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Kaynak Selekler, basit unutkanlık ile bunama arasındaki farkı şöyle anlattı:
Az önce duyduklarınızı hatırlamıyor musunuz?
Unutkanlık günlük işleri yapmayı etkilemiyorsa sorun yok. Ancak zorlaştırıyorsa, bunu görmezden gelmemek gerekir. Az önce duyduğu şeyleri unutmak, aynı soruyu defalarca sormak, kağıt veya elektronik hatırlatıcılar kullanmak bunun işaretleri olabilir. Herkes hata yapabilir. Ancak, eskiden yapılan bir işi yapmakta gerçekten zorlanmak hafıza sorunlarının bir uyarı işareti olabilir.
Yol bulmakta zorlanıyor musunuz?
TV kumandasını kullanırken sorun yaşamak, çamaşır makinesinin nasıl ayarlayacağını unutmak ve ara sıra bu tür şeylerde biraz yardım istemekte endişelenecek bir şey yoktur. Ancak, araba kullanmak, yol bulmak ve sevilen oyunları oynamak gibi alışkın olunan düzenli aktiviteleri yaparken sorun yaşanıyorsa, bu daha ciddi bir hafıza sorununun işareti olabilir.
Aracınızı park ettiğiniz yeri hep unutuyor musunuz?
AVM veya mağazadan çıkıp ”Şimdi arabamı nerede bıraktım?” diye düşünebilirsiniz. Arada bir, nereye park edildiğinin unutulması normaldir. Bu durum sürekli tekrarlıyorsa demansın bir uyarı işareti olabilir.
Kaybettiğiniz eşyaları bulamıyor musunuz?
Anahtarlar veya gözlük gibi bir şeyin nereye koyulduğu unutulduğunda, çoğu zaman geriye dönüp bulunabilmelidir. Her zaman bir şeylerin kaybedildiği fark edilir ve geri dönüp onlar bulanamazsa, bu büyük bir hafıza sorununun ortak işaretidir. Sabahları ”Bugün günlerden ne?” sorusunun cevabını bulmak çok uzun sürmez. Ancak sık sık tarihlerin, mevsimlerin veya zamanın geçişi unutuluyorsa, bu da gerçek hafıza sorununun başka bir işaretidir.
Bazen nerede olduğunuzu bilmiyor musunuz?
Bir odaya girildiğinde ne yapılacağı hatırlanmıyorsa, bunun için endişelenmeye gerek yok. Herkesin başına gelir. Ancak Alzheimer hastalığı olan kişiler bazen nerede olduklarını unuturlar ya da kendilerini bir yerlerde bulurlar ve oraya nasıl geldiklerini hatırlamazlar.
Konuşurken doğru kelimeyi bulamıyor musunuz?
Bazen doğru kelimeyi bulmakta zorlanmak normaldir ya da bir kelime yanlış şekilde kullanılabilir. Bunun için endişelenmeye gerek yok. Ancak Alzheimer hastalığı olan kişiler genellikle konuşma veya yazmada ciddi sorun yaşamaya başlar. Tanıdık nesneler için doğru terimi veya iyi tanıdıkları birinin adını hatırlamakta zorlanabilirler. Eğer isimler, kelimeler veya daha sonra ne söyleneceği konusunda mücadele ediliyorsa, bu daha ciddi bir hafıza kaybının işareti olabilir.
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURULMALI?
Hafıza sorunları şiddetli hale geldiğinde, insanların hobilere, sosyal olaylara veya yapmayı sevdikleri diğer faaliyetlere ilgilerini kaybetmeleri yaygındır. Kişi arkadaşlarından, ailesinden veya iş arkadaşlarından uzaklaşabilir. Bir sohbeti sürdürmek veya takip etmekte zorlanabilir. Yaşananların sadece bir yaşlanma olup olmadığından emin olmak için, uzman bir doktora başvurmak gerekir.
NASIL ÖNLEM ALINMALI?
Masa oyunları oynamak (satranç, domino,Go gibi), bulmaca çözmek, kitap okumak ya da başka bir şekilde meşgul olmak için zaman harcayan kişilerin Alzheimer olma olasılığı daha düşüktür. Bu faaliyetler zihni zinde tutmaya yardımcı olur. Stresi azaltmak, doğru beslenmek ve egzersiz yapmak da beyne ilaç gibi gelir. Sosyal olmak da Alzheimer’a karşı en etkili ilaçlardan biridir. Londra ve Paris’teki araştırmacılar, arkadaşları ve aileleriyle iletişim halinde kalmanın beynin dil ve hafızayı içeren merkezlerini harekete geçirdiğini belirtti. Yakın tarihli bir araştırmaya göre, orta yaşta sık sosyal temas–düzenli olarak arkadaşları ve aileyi görmek– ileriki yıllarda demans teşhisi olasılığının düşük olmasıyla ilişkilendirildi. Araştırmacılar ayrıca, bu etkinin, arkadaşlarıyla sık sık etkileşim kurduğunu bildiren katılımcılar için, yalnızca aile üyeleriyle sosyal temas bildirenlere göre daha güçlü göründüğünü belirtti. İstatistiksel analizler, 60 yaşında daha sık sosyal temasın, daha sonraki demans teşhisinde daha fazla azalma ile ilişkili göründüğünü ortaya koydu.