ALZHEIMER HASTALIĞI TANI ve TEDAVİSİNDE SON GELİŞMELER Prof. Dr. KAYNAK SELEKLER

21 Eylül Dünya Alzheimer günü. Alzheimer hastalığı en korkulan hastalık ünvanını koruyor. Hastalığın erken tanı ve tedavisinde son zamanlarda gelişmeler var. Ama ne yazık ki tam bir tedavi yok. Hastalığın risk faktörleri ve önleyici/geciktirici etmenleri güncelliğini koruyor.

 Bu yazıda son literatür bilgileriyle teşhis ve tedavideki gelişmeler gözden geçirildi.

ALZHEIMER HASTALIĞI TANI ve TEDAVİSİNDE SON GELİŞMELER

Prof. Dr. KAYNAK SELEKLER

TANI

İlerlemiş, yerleşmiş bir demans (bunama) hastasını teşhis etmek zor değildir. Önemli ve güç olan belirtilerin silik ve müphem olduğu hastalığın başlangıç evresinde teşhis koyabilmektir. En sık rastlanan demans tipi Alzheimer hastalığı, hastalık beyinde başladıktan yıllarca sene sonra belirti verir ve kişiler ve yakınları tarafından fark edilir ve doktorlar tarafından teşhis edilir.

Unutkanlığın yaygın olduğu toplumda, unutkan olan her yaştaki kişide “acaba bunuyor muyum ?”  endişesi olabilir. Alzheimer hastalığı 60 yaşından sonra yakalanılmasından en çok korkulan hastalıktır. Kanserden bile fazla. Her unutkanlığı olan kişi hasta değildir, diğer yandan da Alzheimer hastalığının erken evresinde olabilir.

Peki Alzheimer hastalığını erken evrede teşhis etmek mümkün mü?

Bu günkü ileri laboratuar testleri ile evet: Beyin-omurilik sıvısı biyobelirteçleri, yapısal ve fonksiyonel MR, beyinde glikoz metabolizmasını gösteren FDG-PET, beyinde hastalığa neden olduğu ileri sürülen toksik beta amiloid ve tau protenlerini  demonstre eden Amioid PET ve Tau PET tetkikleri erken tanıya yardım eder.

Gerçi bu tetkiklerin klinik kullanımdan çok, araştırmalarda değerlendirilmesi önerilmektedir. Kısıtlılıkları da her hastane veya laboratuvarlarda yapılamaması ve maliyetlerinin çok pahalı olmasıdır.

Alzheimer hastalığı tanısında yeni kan testleri

Alzheimer hastalığı olan pek çok hasta teşhis edilemiyor veya yanlış teşhis ediliyor.
Kan testi bu durumu iyileştirebilir ve uygun semptomatik tedaviler alan kişilerin sayısını artırabilir. Azheimer hastalığı için kan bazlı testler, beyin omurilik sıvısı,  amiloid PET veya tau PET gibi, tanı testlerinden daha az zararlı ve daha ucuz tanı araçlarıdır. Böyle bir kan testi, klinik deneylerin maliyetini düşürür ve birinci basamak  hekimleri dahil, uzmanların demans hastalarında Alzheimer’i teşhis etmesine veya dışlamasına yardım eder.

Beta amiloid ve tau proteinlerini kandaki düşük miktarları ölçümlerini zorlaştırıyordu. Teknoloji ve tanı yöntemlerinin ilerlemesiyle, son birkaç yıl içinde farklı çalışmalar, merkezi sinir sistemi hastalığına bağlı protein değişikliklerinin kanda tespit edilebileceğini gösterdi. Daha yeni, daha ucuz, kan bazlı testler, Alzheimer riskinin hastalığın erken evrelerinde ve hatta semptomlar ortaya çıkmadan önce daha erken tespit edilmesini sağladı.

İlk olarak  2019 ve 2020 yıllarında İsveç ve ABD’de yapılan araştırmalar, kandaki beta amiloid ve tau proteinlerinin ölçümü ile, %  86-90 oranlarında  Alzheimer hastalığını teşhis ettiklerini bildirdiler  Alzheimer ile bağlantılı olan tau proteininin kan seviyesinin ölçüldüğü bir  araştırmada bu kan testi, normal gibi görünen insanlar da dahil olmak üzere, kimin beyninde Alzheimer hastalığının varlığını çok doğru bir şekilde tahmin etti ve Alzheimer’i diğer nörodejeneratif hastalıklardan ayırt edebildi.

Mart 2022’de  hafif bilişsel bozukluğu olan ve Alzheimer hastalığına  ilerlemesi muhtemel olan kişileri,  semptomlar belirginleşmeden yıllar önce belirlemeye yardımcı olabilecek bir biyobelirteç kan testi ( AlzoSure Predict),  Avrupa Birliğinde ve İngiltere’de kullanım için onaylandı.

Tek bir kan damlasıyla teşhis

İsveç, Göteborg Üniversitesinde yapılan yeni bir pilot çalışmanın sonuçları, parmaktan alınan kan testinin, Alzheimer hastalığı biyobelirteçlerini doğru bir şekilde tanımlayabildiğini ileri sürüyor. Test, küçük bir kan örneğinin bir kan lekesi kartına damlatılmasını ve burada kurumasını ve oda sıcaklığında kalmasını içerir.

Testin doğruluğunu araştırmak için araştırmacılar, Barselona’daki bir hafıza kliniğine giden 77 gönüllüden kanı, normal venöz delme yöntemi kullanılarak ve aynı zamanda diyabet kan testine benzer şekilde parmaktan kan alınarak elde edildi. Sonuçlar, normal yöntemle elde edilen kandan elde edilen bilgiler ile tek parmaktan alınan bilgiler arasında “son derece iyi bir ilişki” olduğunu gösterdi.

Bu yöntem potansiyel olarak daha erken tanıyı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda tedaviye yanıtın düzenli olarak izlenmesi için de kullanılabilir.

Ancak bir araştırmacı, bunun bir pilot çalışma olduğunu ve sonuçların tekrarlanması gerektiğini belirtti.

AD-Detect Testi

Son aylarda bir Amerikan klinik laboratuarı olan “Quest Diagnostic”, amiloid beta proteininin belirli formlarının seviyelerini ölçerek Alzheimer hastalığı riskini değerlendiren, tüketici tarafından kullanılan bir kan testi bildirdi. “AD-Detect” olarak adlandırılan test, artık bir sağlık hizmeti sağlayıcısından sipariş verilmesini gerektirmek yerine doğrudan tüketici tarafından satın alınabilen türünün ilk örneği. Alzheimer hastalığı risklerini daha iyi belirlemek için bireylerin potansiyel olarak çok erken bir zamanda kendilerini test ettirmelerine olanak sağlamak için tasarlandı.

Bir otör, ” AD-Detect testi yaptırmanın avantajlarından biri, potansiyel olarak semptom göstermeden yıllar önce Alzheimer riski altında olduğunuzu bilmenizi sağlamasıdır. Yeni testin, kendi riskleri hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen hafif hafıza kaybı veya ailesinde Alzheimer öyküsü olan 18 yaş üstü kişiler için olduğunu” söyledi.

Quest şirketi, “AD-Detect”in bir kişinin risk durumunu değerlendirmeye yardımcı olduğunu, ancak bir teşhis testi olmadığını vurguladı. Testten elde edilen bulgular, bir doktor gözetiminde diğer muayenelerle birlikte değerlendirilmelidir.

Erken teşhis neden önemli?

Erken tanı, hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi, hastanın zihinsel fonksiyonları çok bozulmamışken ileriye dönük planlar yapması bakımından önemli. Ayrıca bugün kullanılan son ilaçlar, hastalığın çok erken devresinde tedavide kullanılıyor.

TEDAVİ

Son on yılda, Alzheimer hastalığını tedavi edecek ilaç keşfi ve geliştirme çabalarının odak noktası  “Hastalık Değiştirici Tedaviler”e doğru kaydı. Bu tedaviler hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir veya başlangıcını geciktirebilir. Bunlardan biri, hastalığa neden olduğu öne sürülen beta amiloid toksik proteinini beyinden temizlemeye yönelik tedavidir.   Milyonlarca doların çöpe gittiği ilk başarısız denemeler, ilaçların, beyinde sinir hücreleri harap olduktan sonra verilmesine bağlandı. Daha sonra tedavilere hastalığın erken veya başlangıç döneminde başlandı. Çünkü artık günümüzde ileri laboratuar tetkikleriyle hastalığın erken, semptomsuz evresi teşhis edilebilir hale gelmişti.

Halen tedavide kullanılan,  Amerikan İlaç ve Gıda dairesi ( U.S. Food and Drug Administration –  FDA) tarafından izin verilmiş iki ilaç ve kullanım izni bekleyen iddialı diğer bir ilaç var (donenemab).

Aduhelm (Adacanumab), Alzheimer hastalığı için FDA tarafından 2021’de onaylanmış, türünün ilk örneği ve hastalığın temel patofizyolojisini hedefleyen bir  monoklonal antikor. Tedaviyi alan hastalarda, beta amiloid plakında doza ve zamana bağlı olarak anlamlı azalma görüldü. Halen  klinik araştırmalarla sınırlı çalışmalarda ödeme yapılıyor. Diğer bir monoklonal antikor olan Leqembi (Lecanemab)  6 Ocak 2023’te, FDA tarafından Alzheimer demansı için hastalık modifiye edici ikinci tedavi olarak onayladı. Leqembi’ de, FDA onayı, hafif bilişsel bozukluğu ve hafif Alzheimer demansı olan erişkinlerde bilişsel düşüş ve beta amiloid yükü azaltmak için verildi.

Araştırmalara göre, Leqembi alan katılımcılar, 18 ay boyunca bilişsel gerileme oranında %27’lik bir yavaşlama yaşadılar. FDA kapısında onay bekleyen diğer bir monoklonal antilor olan “Donanemab”ın hafıza ve bilişteki düşüşü yaklaşık %35 oranında yavaşlattığı gösterildi.

Bu ilaçlar sihirli silahlar değil. Sadece erken evredeki Alzheimer hastalar için kullanılır.  Alzheimer hastalığının seyrini yavaşlatmak için tasarlanan monoklonal antikorlar, bilişsel gerilemeyi yavaşlatmada yalnızca orta derecede etkililer. Hastalığı tam durdurmaları olası değil.  Demansın ilerlemesini yavaşlatırlar, kötüleşme başlamadan önce (aylar mertebesinde) hastalara önemli ölçüde zaman kazandırırlar. İlaçlar, hastalar ve ailelerinin bağımsızlıktan zevk almaları, normal yaşamlarını sürdürmeleri ve hastalığın en rahatsız edici kısımlarından kurtulmaları için daha fazla zaman anlamına gelir.

Diğer yandan yeni araştırmalar, Alzheimer hastalığının erken evrelerindeki yaşlı yetişkinlerin yalnızca küçük bir kısmının, büyük ölçüde tıbbi durumlarının veya nörogörüntüleme bulgularının varlığından dolayı, yeni onaylanmış anti-amiloid ilaçlarla tedavi almak için uygunluk kriterlerini karşıladığını gösteriyor.

Ayrıca bu ilaçların MR’da, ödem veya mikro kanamalar olarak ortaya çıkan amiloidle ilişkili görüntüleme anormallikleri (ARIA)  var. ARIA, genellikle herhangi bir belirtiye neden olmayan ancak ciddi olabilen yaygın bir yan etkidir. ARIA vakalarının çoğu semptomsuzdur ve tesadüfen tespit edilir. Bazı kişilerde beynin içinde veya yüzeyinde küçük kanama noktaları olabilir ve nadiren beyinde daha büyük kanama alanları oluşabilir. Hasta takibi gerektirir.

Kullanım kısıtlılığından biri de ilaçların yüksek fiyatıdır. Tedavi maliyetleri çok yüksek olup, düşük ve orta gelirli ülkeler için bu, muhtemelen engelleyici olacaktır ve birçok sağlık sistemi, ilaçların yaygın bir şekilde yayılmasını sağlayacak altyapıdan yoksundur.

Bir otör,”Tedavinin insanlar için önemli olacağını düşünüyorum. Evet, ilaçların bazı yan etkileri var. Evet, pahalı olacak ama bence bu, beyin dejeneratif hastalıklarını tedavi etmenin sadece ilk adımı” diyor.

Monoklonal antikor tedavisi Alzheimer hastalığı için çok ihtiyaç duyulan tedavilerin yolunu açabilir. Ancak şimdilik, Alzheimer hastalığına yönelik temel halk sağlığı mesajı, demansın önlenmesi, müdahalesi ve beyin sağlığının ömür boyu korunması için hipertansiyon, sigara, diyabet ve obezite gibi demans risk faktörlerine yönelik genç ve orta yaşlarda başlanacak tedavilere ve hastalığı önleyici etmenlere yönelmek olacaktır.